Savaşların Asıl Sebebi Din Değildir:
Tarihsel Gerçekler, Veriler ve Kur’an’ın Yaklaşımı
Savaşlar
insanlık tarihi boyunca var olmuştur. Kimileri bu savaşların temelinde dini
gerekçelerin yattığını iddia eder. Ancak tarihsel veriler, bilimsel
araştırmalar ve kutsal metinler dikkatle incelendiğinde bu görüşün doğru
olmadığı, hatta manipülatif olduğu açıkça görülmektedir. Bu yazıda savaşların
asıl nedenini sorgulayacak, tarihsel örnekler ve Kur’an ayetleriyle birlikte bu
iddiayı ele alacağız.
Savaşların Temel Sebebi Din mi?
Bu soruya
net bir yanıt verebilmek için tarihsel verilere başvuralım. Charles Phillips
ve Alan Axelrod’un hazırladığı "Encyclopedia of Wars (Savaşlar
Ansiklopedisi)" adlı kapsamlı eserde tam 1.763 savaş
listelenmiştir. Bu savaşların sadece 123 tanesi (%7’si) din kaynaklıdır.
Daha da
çarpıcısı:
Dini
savaşların sebep olduğu can kaybı, tüm savaşlarda ölenlerin sadece %2’sine
karşılık gelir.
(Gallup Institute, Phillips & Axelrod, 2004)
Bu
istatistikler, savaşların büyük çoğunluğunun din değil; toprak, güç, siyasi
çıkar, ekonomik hegemonya, ulusal ya da etnik üstünlük gibi sebeplerle yapıldığını
göstermektedir.
Tarihten Örneklerle Savaşların Gerçek
Sebepleri
1. Haçlı
Seferleri
Genellikle
“dini savaş” olarak anılsa da Haçlı Seferlerinin sebebi bile sadece “dini”
değildi, Avrupa’daki siyasi güç boşluğunu doldurmak, toprak kazanmak ve doğunun
zenginliklerine ulaşmak isteyen feodal beylerin ve kralların savaşlarıydı. Papa
Urbanus, halkı cenneti vaat ederek ikna etti ama kralların hedefi zengin
Ortadoğu topraklarıydı. Din, bu savaşta sadece propaganda aracıydı; amaç ise
ganimet ve yayılmacılıktı.
2. 1. ve
2. Dünya Savaşları
1. ve 2.
Dünya Savaşları tarihin en kanlı savaşları arasında yer alırlar. Ancak ikisinin
de çıkış sebebi din değildir.
1. Dünya
Savaşı çıkış sebepleri: İttifak sistemleri, emperyal yayılmacılık ve
milliyetçilik.
2. Dünya
Savaşı çıkış sebepleri: Nazizmin ırkçı ideolojisi, siyasi güç arayışı ve
ekonomik krizler.
3. Moğol
İstilaları (13. yy)
Cengiz Han
ve haleflerinin düzenlediği istilaların amacı, tüm ticaret yollarını ele
geçirmek ve vergi toplamak ve küresel
hakimiyet kurmaktı. İslam coğrafyasındaki katliamlar bile bu ekonomik
hedeflerin parçasıydı.
Araştırma Bulguları Ne Diyor?
Pew
Research Center’ın
2014 verilerine göre, günümüzdeki çatışmaların sadece %14’ü doğrudan dini
sebeplere dayanıyor. Geri kalanı siyasi, etnik veya ekonomik gerekçelere
dayanıyor.
Tarihçi
Yuval Noah Harari, "21.
Yüzyıl İçin 21 Ders" adlı kitabında şunu belirtir:
“Çoğu
savaş din adına değil, kralların ihtirasları, toprak, ekonomik çıkarlar ve güç
mücadelesi yüzünden çıktı.”
Benzer
şekilde, Karen Armstrong, Fields of Blood (Kan Tarlaları)
kitabında şunu vurgular:
“Savaşlar
nadiren salt din yüzünden çıkar. Din genellikle siyasi ve ekonomik hesapların
kılıfı olarak kullanılır.”
"
İnsanlar genellikle
savaşlardan dini sorumlu tutarlar, ancak savaşları engellediği veya durdurduğu
için dini nadiren takdir ederler. Bunun bir nedeni de tarih kitaplarının
engellenmiş savaşlara dair bilgilerden hemen hemen hiç bahsetmemesidir."
Evet, tarih
boyunca dinî değerlerin etkisiyle engellenmiş veya sınırlandırılmış savaş ve
çatışma örnekleri mevcuttur. Bu tür olaylar genellikle geniş yankı bulmaz
çünkü tarih kitapları çoğunlukla meydana gelmiş olaylara odaklanır;
engellenmiş veya başlamadan durdurulmuş çatışmalar çoğu zaman belgeye geçmez.
Ancak bazı önemli örnekler şunlardır:
1. Hz.
Muhammed’in Hudeybiye Antlaşması (628)
- Mekke müşrikleriyle Müslümanlar
arasında savaş çıkmak üzereyken, Hz. Muhammed savaşmak yerine barış
önerdi.
- Hudeybiye Antlaşması yapıldı. Bu
antlaşma, savaş yerine diplomasi tercih edilerek çatışmayı önledi.
- Kur’an’da bu olay için “apaçık
bir fetih” denmiştir (Fetih 48/1), çünkü barış ortamı İslam'ın
yayılmasını hızlandırdı.
2. Halife
Ömer’in Kudüs’ü Barışçıl Yolla Fethi (638)
- Kudüs kuşatıldı ancak kan
dökülmeden teslim edildi. Halife Ömer şehre girdiğinde Hristiyanlara ve
Yahudilere ibadet özgürlüğü tanındı.
- Şehir yağmalanmadı, halk yerinde
bırakıldı. Dini hoşgörü örneği olarak tarihe geçti.
- Kur’an’daki “dinde zorlama
yoktur” ilkesi (Bakara 2/256) fiilen uygulandı.
3. Asya'da
Budist Liderlerin Barışı Tercih Etmesi
- Örneğin, 3. yüzyılda
Hindistan'da Maurya İmparatoru Aşoka, Kalinga Savaşı sonrası Budist
oldu ve bundan sonraki dönemde hiçbir savaş yapmadı.
- Aşoka, Budist ilkeler
doğrultusunda şiddetsizliği, merhameti ve barışı ön plana aldı.
- Bu tutumu Hindistan’da uzun bir
süre barışın egemen olmasına katkıda bulundu.
4. Hıristiyanlıkta
Pasifizm Örnekleri (Erken Dönem)
- İlk Hristiyan toplulukları Roma
İmparatorluğu altında yaşamış ve askerliği reddetmiş, savaşlara
katılmamıştır.
- Özellikle Tertullian, Origen
gibi erken dönem Hristiyan yazarları, savaşın İsa'nın öğretilerine aykırı
olduğunu savunmuşlardır.
- Bu tavır, yer yer Hristiyan
askerlerin vicdani ret hakkını kullanmasına neden olmuş, bazı çatışmalara
katılımı engellemiştir.
5. Papaların
ve Din Adamlarının Savaşa Engel Olma Girişimleri
- “Tanrının Barışı” (Pax Dei) ve “Kilise Barışı” (Treuga
Dei) hareketleri: 10. ve 11. yüzyılda Avrupa'da, Katolik kilisesi
özellikle köylüler, din adamları ve mabetlerin savaşlardan korunması için
kurallar koydu.
- Hafta içi günlerde savaş
yapılmaması, kutsal mekânlara saldırılmaması gibi etik sınırlar
getirildi.
- Her ne kadar tam etkili olmasa
da bu hareketler sayesinde pek çok küçük çatışma bastırıldı veya
ertelendi.
6. Sünni-Şii
Çatışmalarında Din Adamlarının Barış Çağrıları
- Farklı dönemlerde İran ve Irak
başta olmak üzere Sünni-Şii gerilimleri tırmandığında, önemli dinî
otoriteler devreye girerek çatışmaların yayılmasını engelledi.
- Özellikle 20. yüzyılın
ortalarında Ayetullah Burucerdi ile Ezher Şeyhi Mahmud Şeltut arasında Sünni-Şii
yakınlaşması sağlandı. Şeltut, Şii Caferi mezhebinin İslam içi meşru
bir görüş olduğunu ilan etti.
Neden Bu
Örnekler Az Bilinir?
Karen
Armstrong’un da belirttiği gibi:
“Tarih
kitapları engellenmiş savaşlara dair bilgileri hemen hemen hiç ihtiva etmez.”
Çünkü tarih
genellikle “olay merkezlidir”. Yani çıkan savaşlar, yıkımlar, zaferler
ve kayıplar kayda geçer. Çıkmayan savaşlar, engellenen çatışmalar ise
çoğu zaman belgeye geçmez.
Kur’an’ın Savaşa Bakışı Nasıldır?
Kur’an-ı
Kerim’de insan ilişkilerinde “barış” esastır. Esasında İslam dini kelime
anlamı olarak dahi “barış” anlamına gelmektedir. “İslam” sözcüğü Arapça’da “s-l-m”
kök harflerinden oluşan “selam (سلام)” kelimesinden türer. Selam “barışık olma, sağlık,
selamet, huzur, güvenlik” anlamlarına gelir.
🔹 “Ey iman edenler! Hep birden barışa
girin! Şeytanın adımlarını izlemeyin! Şüphesiz ki o, sizin için apaçık
bir düşmandır.” (Bakara 2/208)
Kur’an’a
göre savaş bir amaç değil, son çare olarak meşru görülen savunma eylemidir. Allah,
meşru savunmada dahi orantısız güç uygulamaktan, saldırganca bozgunculuk
etmekten menetmiştir.
🔹 “Size savaş açanlara karşı Allah yolunda savaşın,
fakat haddi aşmayın. Allah, sınır tanımadan haddi aşanları sevmez.” (Bakara
2/190)
🔹 “Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara
karşı savaş açılanlara savaş izni verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye
güç yetirendir.” (Hac 22/39)
Ayrıca barış
fırsatları her zaman değerlendirilmeli:
🔹 “Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de yanaş…” (Enfal
8/61)
🔹 “Eğer çarpışmaktan vazgeçerlerse,
artık zulüm yapanlardan başkasına düşmanlık edilmez.” (Bakara 2/193)
Kur’an, insanları
dine zorlamayı da açıkça yasaklar:
🔹 “Dinde zorlama yoktur.” (Bakara 2/256)
Din ile,
ayetler ile alay edenlere karşı gösterilmesi gereken tutum, saldırganlık değil
oradan uzaklaşmaktır. Dine çağrı barışçıldır, kılıçla değil tebliğledir.
🔹 “Ayetlerimizle alay edildiğini
gördüğün vakit, onlar başka söze geçinceye kadar oradan uzaklaş.” (Enam 6/68)
Bu ayetler
açıkça gösteriyor ki Kur’an’da savaş kutsanmaz; aksine sınırlandırılır, adalet
ve barış önceliklendirilir.
Konu ile
ilgili detaylı yazım: “İslam’da Savaş Ne Değildir? Harp Hile midir?”
https://okudusunsorgula.blogspot.com/2019/07/islamda-savas-ne-degildir-harp-hile.html
O Halde
Neden Bazı Gruplar Din Adına Şiddet Uygular?
Bu gruplar
tarihte ve günümüzde çoğunlukla siyasi hedeflerini “din” kılıfıyla
meşrulaştırmak ister.
Özetle:
Tarih
boyunca savaşların asıl nedeni çoğu zaman din değil; para, güç, toprak ve
iktidar hırsı gibi çıkarlar olmuştur.
Din, çoğu
zaman bu savaşlara meşruiyet kazandırmak için kullanılan bir araç
konumundadır.
Kur’an ise saldırgan savaşı değil, savunma, adalet ve barışa dayalı bir
yaklaşımı savunur.
Bu nedenle,
dinleri savaşın kaynağı olarak görmek büyük bir yanılgıdır. Gerçek suçlular,
dini kendi çıkarları için kullanan güç sahipleridir.
Kaynakça
- Phillips, Charles & Axelrod,
Alan (2004). Encyclopedia of Wars. Facts On File.
- Harari, Yuval Noah (2018). 21.
Yüzyıl İçin 21 Ders. Kolektif Kitap.
- Armstrong, Karen (2014). Fields
of Blood: Religion and the History of Violence. Bodley Head.
- Pew Research Center (2014).
"Religious Hostilities Reach Six-Year High".
- Watt, W. M. (1956). Muhammad at Medina.
Oxford University Press.
- Peters, F. E. (1985). Jerusalem: The Holy
City.... Princeton University Press.
- Thapar, R. (2002). Aśoka and the
Decline of the Mauryas. Oxford University Press.
- Cadoux, C. J. (1919). The Early Christian
Attitude to War. Headley Bros.
- Head, T. & Landes, R. (1992). The Peace of God....
Cornell University Press.
- Nasr, S. H. (2006). The Heart of Islam.
HarperOne.
- Kur’ân-ı Kerîm
Yorumlar
Yorum Gönder