Şarkılarda Biraz da Anlam Arayanlar İçin 33 Anlamlı Şarkı

Şarkılar… Canımız sıkkınken arabesk bir şarkı açar derdimize dert ekleriz bazen, mutluyken en neşelisinden en canlısından bir şarkı açar eşlik ederiz. Peki ya neden? Neden üzgünken keyfimizi yerine getirecek bir şarkı değil de bizi daha da üzecek şeyler dinlemek isteriz? Neden biliyor musunuz? Çünkü şarkılar söylenememişliklerdir bazen, bazense duyguların yoğun dışa vurumudur. “Ey kendim, evet biliyorum üzgünsün. Ama bak yalnız değilsin. Zamanında başkaları da aynen senin gibi, aynı sebepten üzülmüş, kederlenmiş.” mesajını vermeye çalışırız kendimize. Bu yüzdendir ki kendi ruh halimize en yakın şarkıları arar buluruz, en çok onlardan hoşlanırız. O şarkılar insana derttaşını, duygudaşını bulmuş hissi verir. Bazen halimizden en iyi anlayan dostumuz gibidir şarkılar…

Daha önceden yazmış olduğum “Şeytan Bunun Neresinde?” başlıklı yazımı okuyanlarınız varsa hatırlayacaktır, orada müziğin haram olduğunu iddia edenlere cevaben şunları yazmıştım:

“İsteyen için müzikle sevap işlemek, hayır yapmak bile mümkündür. Kişi isterse Allah’ın ona bahşettiği yeteneği ve imkanlarını kullanarak; toplumsal sorunlara parmak basan, sesini duyuramayan mazlumun sesi olan, ülkenin ve dünyanın kanayan yaralarına dikkat çekip bilinç ve farkındalık oluşturan şarkılar ortaya koyabilir. Ahlaki ve insani değerleri hatırlatan eserler üretebilir, vicdanlara dokunabilir. Nitekim çocuk işçileri, kadına şiddeti, çocuk gelinleri, çevreciliği, adaleti, dostluğu konu alan şarkılar da mevcuttur. Diğerleri kadar ilgi görmedikleri için az bilinmekte, az dinlenmektedirler. Dolayısıyla üretenine diğerleri kadar kar sağlamamaktadır bu şarkılar. Ancak sırf maddi çıkarlar güdülerek anlamsız söz dizileri ve değişmeyen konuları olan şarkılar yığınında, engin denizlerdeki inci taneleri gibi kıymetli bu parçalar. ‘Ben de istiyorum böyle şarkılar dinlemek ama piyasada bunlardan yok ki.’ diyenler için kendi dinlediğim değerli bulduğum şarkılarla ilgili de bir yazı yazacağım yakın zamanda, nasip olursa.”

İşte şimdi karantina günlerinde elime bol vakit geçmişken o inci tanelerini listeleme imkânı buldum. İçlerinde birçoğunu duymuş olduğunuzu düşündüğüm bir hayli bilindik şarkılar da var ama duymuş olmanıza pek ihtimal vermediğim şarkılar da var. İyi dinlemeler…

Şarkıların altlarında bulunan Youtube butonlarına tıklayarak şarkıları dinleyebilirsiniz.


1. ŞEBNEM FERAH - ÜNZİLE

Ünzile şarkısının sözlerinin çok dokunaklı bir hikayesi vardır. Aysel Gürel'e bu sözleri yazdıran Ünzile'nin hikayesi Aysel Gürel'in Anadolu turnesinde mola verdiği bir köyde başlar, bu köyde Gürel, Ünzile ile karşılaşır. Biraz sohbet ettikten sonra Ünzile'nin hayatını dinler. Ünzile çok ufak yaşta evlendirilmiştir. Evleneceği kişiyi görücüler seçmiş, birkaç koyun karşılığı isteyen kişiye ufak yaşta teslim edilmiştir. Ufak yaşta gördüğü baskıdan dolayı artık başkaları tarafından belirlenmiş bir yaşama razı gelmiştir. Olaylara ses çıkartamamaktır. Gördüğü baskı ve yaşam biçimi onu dünyanın sadece kötü olduğuna inandırmıştır.

Aslında Ünzile'nin hikayesi geri kalmışlığın hikayesidir. Hala Anadolu'nun bazı bölgelerinde kız çocukları mal gibi alınıp satılmakta, bu çocukların bir ömür geçireceği kişi başkaları tarafından seçilmektedir. Aslında Ünzile, tüm geri kalmış zihniyetin esiri olan kadınların hikayesidir. İnsan yaşamının hiçe sayıldığı yerlerin hikayesidir. Aysel Gürel de çaresizliği bu şarkıyla anlatmaya çalışmıştır. Sezen Aksu'nun ve Şebnem Ferah'ın müthiş yorumlarıyla ayrı bir anlam kazanmıştır Ünzile... Bir de şarkıyı bundan sonra dinleyin. Eminim daha bir anlamlı gelecektir. Çünkü bu basit bir şarkıdan çok çaresizliğin haykırışıdır...

Ünzile insan dölü
On kardeş, beşi ölü
Büyüdükçe un ufak
Ve gelirde görücü
İnci gibi dişi
Görücü bilir işi
Söğüdüm ağlar gider
Olur hatun kişi
Varmadan sekizine
Ergin oldu Ünzile
Hem çocuk hem de kadın
On ikisinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Ünzile
Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor
Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor
Korkar durur, gitmez
Köyün en son çitine
İnanır o sınırda dünyanın bittiğine
Ünzile insan dölü
Bilinmezlere gebe
Sırların mihnetini
Yükleyip de beline
Varmadan sekizine
Ergin oldu Ünzile
Hem çocuk hem de kadın
On ikisinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Ünzile
Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor
Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor
Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor
Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor
Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor



2. KENT ŞARKILARI - ÇOCUĞUN DÜŞÜ

Kaçırılan, kaybolan tüm çocuklara ve onların ailelerine ithaf edilen Çocuğun Düşü'nü çocuk vokalle birlikte toplamda 14 kişi seslendirmiştir. Klipte toplamda 400'e yakın sayıda çocuk görev almıştır. Çocuğun Düşü, ülkemizde ve dünya genelinde çözüm bekleyen önemli bir soruna, "kayıp çocuk" olgusuna dikkat çekmek, insanları kayıplar konusunda daha duyarlı kılmayı amaçlamıştır. Nakarat kısmı çok hoşuma giden bir şarkıdır.

“Umudumuz, umudumuz yarındır; uçan gemiler alacak bizi.
Umudumuz, umudumuz gökyüzü; bulutlarıyla saracak bizi.”

Yollarda kime rastlasanız; çıkartıp onun fotoğrafını gösterirsiniz.
'Bu insanı tanıyor musunuz, buralardan geçti mi?' diye sorarsınız.
Aslında kaybolan o değil, siz.
Aslında o diye sorduğunuz, kendinizdir.
Yüzüme gölgeler iner, karanlığımı duymazsın.
Üşürken gece kuşları, sıcaklığımı duymazsın.
Kapının ardında ben varım, ağladığımı duymazsın.
İçimden anneler geçer, kırıldığımı duymazsın.
Umudumuz, umudumuz yarındır; uçan gemiler alacak bizi.
Umudumuz, umudumuz gökyüzü; bulutlarıyla saracak bizi.

Öyle sessizce yürür, öyle kimsesiz giderim ki,
Kapının önünden bile geçip gittiğimi duymazsın.
Öyle sessiz sessiz yaşarım ki yaşadığımı duymazsın.
Denizler büyürken yüreğimde, eskidiğimi duymazsın.
Umudumuz, umudumuz yarındır; uçan gemiler alacak bizi.
Umudumuz, umudumuz gökyüzü; bulutlarıyla saracak bizi.
Benim düşlerimde sarı, sıcak uçurtmalar, balonlar.
Yeni kesilmiş kumaşlar, pantolonlar, ayakkabılar.
Sağım, solum, önüm, arkam gökkuşağından bahçeler.
Kulaklarımda cıvıl cıvıl şarkılar, oyunlar, sesler.
Umudumuz, umudumuz yarındır; uçan gemiler alacak bizi.
Umudumuz, umudumuz gökyüzü; bulutlarıyla saracak bizi.



3. KENT ŞARKILARI - DÜNYA BAHÇESİ

Dünya Bahçesi etnik ve dinsel savaşa, sınıfsal çatışmalara, ırkçılığa ve ötekileştirmeye karşı bir şarkıdır. Dünya Bahçesi, tüm insanların, kökleri toprağı kucaklamış aynı ağacın yaprakları olduğuna inanan "kardeş" bir şarkıdır. Dünyanın bölünmez bütünlüğüne ve halkların kardeşliğine adanmıştır. Keyiflidir, neşelidir, huzur dolu bir şarkıdır…

Bu topraklar yeryüzünündür
Bu ormanlar bu ağaçlar
Aynı gökyüzünün altında
Yürüdüğümüz bu yollar

Çizdiğimiz bütün sınırlar
Tel örgüler taş duvarlar
Hiç yükseklerden baktınız mı
Ne kadar basit duruyorlar

Kime nedir kimin renginden
Kime nedir kimin dilinden
Biz aynı ananın rahminden
Geldik dünya bahçesine



4. KENT ŞARKILARI & İLKAY AKKAYA - BİR GÖKYÜZÜ ÇİZ

Eser, ilk çağlarından beri dünya ülkelerinin neredeyse tamamında görülen çocuk işçiliğinin, bugün de gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun dünyanın her yerinde değişik biçimlerde varlığını sürdürdüğü gerçeğine eğiliyor. Bir Gökyüzü Çiz'in amacı, çocuk üzerinde fiziksel, ruhsal, toplumsal ve ahlaki açıdan olumsuz etkiler bırakan çocuk işçiliği konusuna dikkat çekmek, keza, yoksulluk ve yoksulluktan kaynaklanan tali nedenlere dayanan bu soruna karşı farkındalık yaratmaya çalışmaktır.


Yüzünü yıkama bir düş var orada
Yeni bir renk gibi duruyor
Yüzünü yıkama bir düş var orada
Yeni bir renk gibi duruyor
Gözlerinin karasında acemi bir hayat
Nasılda ustaca bakıyor
Gözlerinin karasında acemi bir hayat
Nasılda ustaca bakıyor
Defter kopart bir ağaçtan
İçine yaprağı çiz
Defter topla ağaçlardan
İçine ormanı çiz
Boya şu kara duvarları
Deniz çiz, gökyüzü çiz
Boya şu kara duvarları
Işıklı bahçeler çiz
Ellerini yıkama bir düş var orada
Her sabah biraz daha büyüyor
Azının kenarında uyuyan tebessüm
Kimi görse uyanıyor
Boya şu kara duvarları
Deniz çiz gökyüzü çiz
Boya şu kara duvarları
Işıklı bahçeler çiz
Boya şu kara duvarları
Deniz çiz gökyüzü çiz
Boya şu kara duvarları
Işıklı bahçeler çiz
Aydınlık bir dünya çiz



5. CEM KARACA - BU SON OLSUN

Hani bazen bir şeyler derinden yaralar insanı, derinden üzer, içi dolar, içiyle birlikte gözleri de dolar… İşte o an içeriden bir sessiz çığlık haykırırcasına şu sözleri mırıldanır: “Ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni. Doğarken ağladı insan, bu son olsun bu son!”


Bugün sen çok gençsin yavrum
Hayat ümit neşe dolu
Mutlu günler vaat ediyor
Sana yıllar ömür boyu
Ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni
Doğarken ağladı insan
Bu son olsun bu son
Doğarken ağladı insan
Bu son olsun bu son
Bugün sen çok gençsin yavrum
Hayat ümit neşe dolu
Mutlu günler vaat ediyor
Sana yıllar ömür boyu
Ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni
Doğarken ağladı insan
Bu son olsun bu son
Doğarken ağladı insan
Bu son olsun bu son
Ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni
Doğarken ağladı insan
Bu son olsun bu son
Doğarken ağladı insan
Bu son olsun bu son



6. CEM KARACA - İŞTE GELDİK GİDİYORUZ

Cem karaca genelde hicivkârdır şarkılarında. Eleştirir, yerer... Düşünce ve görüşünü saklamaz. Bu şarkısı ise, sanki biraz da özeleştiridir. Sözleriyle “ben Cem Karaca’yım” diye bağırmaktadır adeta. Nakaratındaki “eskiden karpuz idik, şimdi döndük biz hıyara” kısmı bile yeterlidir bunun için :) Bir yandan da Barış Manço'nun şarkıları tadındadır. Hayatı sorgulatır, yaşamı, ölümü, dünya yolculuğunu… Ayrıca hayatın yegâne gerçeğini hatırlatır: “İşte geldik, gidiyoruz!”


Bir çiviyi çakar gibi
Vura vura günlere
Dört nala gidiyoruz
Bizi bekleyen yere
Halimize şükran mı isyan mı etmeli
Bütün ömür bir rüyaysa uyanıp kalkmamalı mı
İşte geldik gidiyoruz
Bilinmez bir diyara
Eskiden karpuz idik şimdi döndük biz hıyara
Bir ayvayı dişler gibi
Isır ısır ömrümüzü
Bir girdapta dönüyoruz
Yaşamadan günümüzü
Deli gibi kutluyoruz yılbaşı doğum günümüzü
Doğuma da ölüme de
Çiçekler yolluyoruz
Sevince de kedere de
Doğuma da ölüme de çiçekler yolluyoruz



7. SUSAMAM

Müziğin bir şeyleri değiştirebileceğine inanan 20 müzisyen; doğa, adalet, eğitim, kadına şiddet, hayvan hakları, sorgulamak, hukuk, trafik, gibi birçok konuda susamadıklarını haykırmış ve ortaya harika bir Türkçe rap şarkı çıkmış.

"Günler koşuşturmakla geçip giderken
Neden var olduğunu unuttun
Neden olduğun sorunlarınsa farkında değilsin
Gülmek eğlenmek istiyorsun
Sorunlara çözüm bulmak gibi bir derdin yok
Hayat zaten çok zor
O yüzden müzik seni eğlendirsin
Gerçeklikten uzaklaştırsın istiyorsun
Ama biz müziğin bir şeyler değiştirebileceğine inanıyoruz
Bizimle gel"




8. KIRAÇ – ZAMAN

En sevdiğim Kıraç şarkılarından biridir “Zaman” Hani bazı şarkıların nakaratını uygun ortam olsa da bağıra bağıra söyleyebilsem istersiniz, işte bu şarkının nakaratı benim için öyledir :) Nakaratı haricinde de sözlerinin anlamlılığıyla ve Kıraç’ın yorumuyla kalbime taht kurmuş şarkılardandır. Umut şarkısıdır, yılgınlıkla ve pes etmişlikle mücadele şarkısıdır…


Zaman akıp gidiyor dur demek olmaz
Sarılıp da geçmişe avunmak olmaz
Ne sen kalırsın ne de ben bu dünyada
Umudun kaybedip pes etmek olmaz

Bir kez olsun çevir yüzün bak şu toprağa
Her gün bir çiçek açıyor diyor merhaba
Bütün geceler mecbur varır sabaha
Umudun kaybedip pes etmek olmaz

Gönül isterdi ki hep iyi olsun çok iyi olsun
Bütün acılar bitip her an hoş olsun
Ama ne yaparsın insanoğlusun
Acı olmayınca tatlı da olmaz



9. KIRAÇ - RAZIYSAN GEL

Aşık Veysel’in; “Benim sana verebileceğim çok bir şey yok aslında; çay var içersen, ben var seversen, yol var gidersen.” şeklinde ifade ettiği duygularını Kıraç da “Bir lokma ekmeğe, bir yudum su içmeye, yine de şükretmeye razıysan gel benimle. Bazen aç bazen susuzluk, razıysan gel benimle.” diyerek ifade etmiştir. Razıysan gel; kanaatkarlığın şarkısıdır, elimde avucumda öyle pek bir şeyim yok ama ben varım demektir. Beklentisi meta olmayanların şarkısıdır, onun “kesesini” değil “kendisini” sevenlerin şarkısıdır.


Eski bir gelinliğe
Bir bakır bileziğe
Annemden kalan bu yüzüğe
Razıysan gel benimle

Bir tanırım var bir gitarım
Şu dünyada yapyalnızım
Yarınımdan umutsuzum
Razıysan gel benimle

Bir lokma ekmeğe
Bir yudum su içmeye
Yine de şükretmeye
Razıysan gel benimle


Bir tanrım var bir gitarım
Şu dünyada yapyalnızım
Yarınımdan umutsuzum
Razıysan gel benimle

Bazen aç bazen susuzluk
Razıysan gel benimle



10. MELİKE DEMİRAĞ – ARKADAŞ

Bu şarkı arkadaşlığı öyle güzel anlatır ki dinlerken gerçekten arkadaşınızın olup olmadığını düşünmeye, arkadaşlıklarınızı yeniden sorgulamaya başlarsınız :) Dinlerken arkadaşım dedikleriniz aklınıza geliveriyorsa ne mutlu size, ama bu şarkıya layık biri canlanmıyorsa gözünüzde… Neyse ben daha fazla konuşmayayım.


Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş
Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş
Dolduramaz boşluğunu ne ana ne gardaş
Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş
Ortak olmak her sevince, her derde, kedere
Ve yürümek ömür boyu, beraberce, el ele
Olmasın hiç o ta içten gülen gözlerde yaş
Yollarımız ayrılsa bile seninle arkadaş
Evet arkadaş; kim olduğumu, ne olduğumu
Nerden gelip, nereye gittiğimi sen öğrettin bana
Elimden tutup, karanlıktan aydınlığa sen çıkardın
Bana yürümeyi öğrettin yeniden
El ele ve daima ileriye
Bir gün.
Bir gün birbirimizden ayrı düşsek bile
Biliyorum, hiçbir zaman ayrı değil yollarımız
Ve aynı yolda yürüdükçe
Gün gelir ellerimiz yine dostça birleşir
Ayrılsak bile kopamayız



11. KENT ŞARKILARI - HAYAT DEVAM EDİYOR

Bu şarkı kalbi kırık bir şarkıdır ama tüm kırıklara rağmen hayat devam ediyor diyor, güçlü kal diyor, umudu diri tut diyor. Şarkının en sevdiğim kısmı ise şurası:

“Bazen gidesin gelir uzak ülkelere
Bazen sığınasın gelir
Bir değer tutar seni tutar sımsıkı
Sonra kalasın gelir”


Bir gün bitebiliyor büyük aşklar
Hüsranla bitebiliyor
Fakat devam eden bir hayat var
Güçlü olmak gerekiyor

Elbette sonu geliyor yalnızlığın
Elbet sonu geliyor
Bir vakit bir başkası seni sarıyor
Umut yenileniyor

Ağladığına yanıyor insan
Ağladığına yanıyor

Zaman geçiyor öyle böyle geçiyor
Her şey anılaşıyor
Zaman geçiyor öyle böyle geçiyor
Hayat devam ediyor

Bazen gidesin gelir uzak ülkelere
Bazen sığınasın gelir
Bir değer tutar seni tutar sımsıkı
Sonra kalasın gelir



12. BARIŞ MANÇO - AHMET BEYİN CEKETİ

Barış Manço’nun anlam dolu şarkılarından biridir. “Ne kadar emek, o kadar köfte.”, “Ne ekersen onu biçersin” der. Aslen bir olay şarkısıdır. Ceket, tembellik ve kıskançlık üçgeninde geçer. Hikâye “Ağustos Böceği ve Karınca” hikayesine de benzer mahiyettedir. Kısaca, Ahmet Bey aylaklık etmek, tembel tembel gezmek yerine çok çalışan birisidir. Emeği sonucu kazandığı (şarkıda ceket ile temsil edilir) ise tembellik edip de emeksiz yemek isteyenlerin gözüne batmaya başlar. Tembellikten doğan bir kıskançlık hikayesidir. Bu şarkıyı her dinlediğimde daha önceden okuduğum “Tembellik Her Türlü Kötülüğün Anasıdır.” başlıklı yazı aklıma gelir. Yazıyı okumanızı tavsiye ederim. 


Tanrı bütün kullara rızkını dağıtırken
Kimi sırtüstü yatar kimi boşta gezerken
Kul Ahmet erken kalkar haydi ya nasip derdi
Kimseler anlamazdı ya nasip ne demekti

O mahallede herkes gömlek giyerdi
Bizim kul Ahmet bir gün bir ceket diktirdi diktirir ya
Mahalleye dert oldu kul Ahmet'in ceketi

Kul Ahmet erken kalkar haydi ya nasip derdi
Kimseler anlamazdı ya nasip ne demekti
Herkes gömlek giyerken Ahmet ceket giyerdi
Konu komşuya dert oldu kul Ahmet'in ceketi

Mahalleli kahvede muhabbet peşindeyken
Leylekler lak lak edip peynir gemisi yüklerken
Kul Ahmet erken yatar sabaha ya kısmet derdi
Kimseler anlamazdı ya kısmet ne demekti

Herkes gömlek giye dursun 
Bizim kul Ahmet ceketini birde astarla kaplatıverdi kaplatır ya
Mahalleye dert oldu kul Ahmet'in ceketi
Kul Ahmet erken yatar sabaha ya kısmet derdi
Kimseler anlamazdı ya kısmet ne demekti
Herkes gömlek giyerdi
Konu komşuya dert oldu kul Ahmet'in ceketi

Bir gün bir yoksul öldü üzüldü mahalleli
Ama bir kefen parası bulamadı mahalleli
Kul Ahmet dedi yalan dünya çıkardı ceketini
Örttü garibin üstüne kaldırdı cenazeyi

Sonunda herkes anladı ya nasip ya kısmeti
Bizim kul Ahmet birdenbire oluverdi Ahmet bey
Ceket ise Ahmet beyin ceketi
İbreti alem oldu Ahmet beyin ceketi
Sonunda herkes anladı ya nasip ya kısmeti
İbreti alem oldu Ahmet beyin ceketi
Meğerse tüm keramet ceketteymiş be Ahmet
Barış a sorar isen sen bu yolda devam et



13. TARKAN - UZUN İNCE BİR YOLDAYIM

Aslen bir Aşık Veysel şiiridir. Bu anlamlı sözler Tarkan’ın sesiyle ve bağlama ezgileriyle birleşince daha bir güzelleşir. Tarkan’ın neden pop değil de türkü söylemesi gerektiğinin ispatı olan şarkılardandır.


Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Düşünülürse derince
Irak görünür görünce
Yol bir dakka miktarınca
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel işbu hale
Gah ağlayan gahi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece



14. PENTAGRAM – SONSUZ

Pentagram grubunu ilk tanıdığım şarkıdır. Bu şarkıyı keşfettikten sonra “Bir” ve “Şeytan Bunun Neresinde” şarkılarına da bu vesileyle rastlamış ve onları da çok sevmiştim. Şarkıyı ilk dinlediğimde, adı gibi bende sonsuz kez dinleme isteği uyandırmıştır. En hoşuma giden, her dinlediğimde içtenlikle eşlik ettiğim kısmı ise şurasıdır:

“Sözlerim gerçektir
Yüreğim kardeştir, her zaman
Umudum sonsuzdur
Uğraşım bitmez hiçbir zaman”

Sanırsın, dağlarda yol olmaz
Usanırsın, kalbinde güç kalmaz
Uzanırsın, oooof yarın olmaz
Zor günlerin, ardında huzur olmaz ki
Her zaman, umutlar yön bulmaz
Yarın olsa da, beklenen gün olmaz
Sözlerim gerçektir
Yüreğim kardeştir, her zaman
Umudum sonsuzdur
Uğraşım bitmez hiçbir zaman
Geliyor geçiyor hayat
Dönüyor durmuyor dünya

Sanırsın, yalnızlık tek dostun
Aldanırsın kaçmakla bitmiyor
Hiçbir zaman, oooof yalnızlığın
Sözlerim gerçektir
Yüreğim kardeştir, her zaman
Umudum sonsuzdur
Uğraşım bitmez hiçbir zaman

Geliyor geçiyor hayat
Dönüyor durmuyor dünya
Geliyor geçiyor zaman
Dönüyor durmuyor dünya



15. PENTAGRAM – BİR

Dinlerken ilginç bir şekilde insana kendini çok güçlü hissettiren bir şarkıdır. Sözlerinde hoşuma giden yerleri vardır ancak “bir” ile kast ettikleri “vahdet-i vücut” inancı mıdır yoksa “tevhid” midir tam olarak karar veremediğim şarkıdır. “Vahdet-i vücut” ise sıkıntılı bir şarkıdır ama ben şimdiye kadar onu hep -gerçek bu değilse bile- “tevhid” kast ediliyor olarak düşünerek dinlemişimdir :) Belki de o yüzden bana bu kadar güzel gelmektedir.


Ateş, toprak, hava olmuş, yağmur olmuş hayat vermiş sana
Kalbin olmuş, ruhun olmuş, aklın olmuş yol göstermiş sana
Bir ömürlük maceranda hikayeni anlat bana
Ne anlam verdin sen buna, ruhunda neler var senin?

Korkma ondan bundan, ne ölümden ne hayattan
Bu dünyada gördüklerinin hepsi bir, hepsi Hak'tan

Atalarına malum olmuş, kitap yazmış anlatmışlar sana
İmam Gafil rehber olmuş, yalan yanlış aktarmışlar sana
Günümüzün dünyasında hepsi aynı hepsi hala
İsa, Musa, Muhammed burada
Neyin varsa bilmiş senin
İnsanoğlu kendini arar, dünya döner milim milim
Eğer göçüp gidersen bugün yarım kalan işin var senin

Korkma ondan bundan, ne ölümden ne hayattan
Bu dünyada gördüklerinin hepsi bir, hepsi Hak'tan
Korkma ondan bundan, ne cehennem, ne de şeytan
Bu dünyada bildiklerinin hepsi bir, hepsi Hak'tan



16. ERDEM YENER - ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE

Esasen Aşık Dertli’nin güzel bir türküsüdür. Zamanın kadısı saz çalmanın "şeytan işi" olduğunu söyler ve yasaklar. Bunun üzerine Dertli de bu besteyi yapar. Hani Bedri Rahmi Eyüboğlu der ya: "Ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım." İşte öyle bir şey :) Bu şarkı her dinlediğimde bana şu ayetleri hatırlatır:

“Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin. Çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler." 16-Nahl/116

“Ey iman edenler, Allah’ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez.” 5-Maide/87

Daha önceden bloğumda yayınladığım “Şeytan Bunun Neresinde” başlıklı yazım: buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.


Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler, ne kadı
Bunu çalan anlar kendi
Şeytan bunun neresinde

Abdest alsan aldın demez
Namaz kılsan kıldın demez
Müftü gibi haram yemez
Şeytan bunun neresinde

İstanbul'dan çıkar teli
Ardıç ağacından kolu
Be Allah'ın sersem kulu
Şeytan bunun neresinde

Boynuzu yok, kuyruksuzdur
Ayağı da çarıksızdır
Dertli gibi sarıksızdır
Şeytan bunun neresinde



17. İLKAY AKKAYA – MAKBULDÜR

Bu şarkı ise aslen Aşık Hüdai türküsüdür. Sözlerinin güzelliği ve haklılığı ile sözlerini en sevdiğim ilk beş şarkı içine giren şarkılardandır. Şimdiye kadarki şarkıların sözlerine bakmadıysanız bile buna bakın derim. Baştan sona çarpıcı bir hayat dersi verir, katılmadığım tek bir dizesi yoktur. Neyin, kimin gerçekten “makbül” olduğunu çok güzel anlatır. Ancak naçizane görüşüm, hissettirdiği duygu ve taşıdığı anlama bakılacak olursa normal çalma hızı çok koştura koştura giden bir hızdır. Neşe dolu bir şarkı izlenimi verir ama öyle bir şarkı değildir makbuldür. Kanımca şarkının moduna en yakışan çalma hızı 0.9’dur. Ben hep bu şekilde modifiye ederek dinlerim :)


Faydası olmayan bahardan yazdan
Yüce dağ başının kışı makbuldür
Cahilin yaptığı sohbetten sözden
Alimin hayali düşü makbuldür

Lokma yeme muhannetin elinden
Kurtulaman sonra acı dilinden
Namertlerin kaymağından balından
Merdin kuru yavan aşı makbuldür

Hüdai konuşur bir ince dilden
Hal ehli olmayan ne bilir halden
Bilgisiz görgüsüz duygusuz kuldan
Ölülerin mezar taşı makbuldür



18. MAHER ZAİN - OPEN YOUR EYES (GÖZLERİNİ AÇ)

Ben Türkçe şarkı dinlemem ama yabancı şarkılarda da anlam ararım diyenler içi bu şarkıyı koydum. Bu şarkı da hem sözlerini hem de müziğini sevdiğim şarkılardandır. Etrafımızdaki farkına varmadığımız güzelliklerden ve nimetlerden, Allah’ın doğadaki ayetlerinden bahseder.


Look around yourself
Can’t you see this wonder
Spread infront of you
The clouds floating by
The skies so clear and blue
Planets in their orbits
The moon and the sun
Such perfect harmony

Etrafına bak
Göremiyor musun bu harikaları
Önüne serilen
Bulutlar dalgalanıyor
Gökyüzü öyle temiz ve mavi
Gezegenler yörüngelerinde
Ay ve güneş
Ne mükemmel uyum

Let’s start questioning ourselves
Isn’t this proof enough for us
Or are we so blind
To push it all aside..
No..

Haydi kendimizi sorgulamaya başlayalım
Bu bizim için yeterli kanıt değil mi?
Ya da biz o kadar kör müyüz
Bunların hepsini bir kenara atacak kadar?
Hayır..

We just have to
Open our eyes, our hearts, and minds
If we just look bright we'll see the signs
We can’t keep hiding from the truth and
Let it take us by surprise
Take us in the best way
(Allah..)
Guide us every single day..
(Allah..)
Keep us close to You
Until the end of time..

Biz sadece
Gözlerimi, kalplerimizi, akıllarımızı açmalıyız
Eğer biz işaretleri görecek kadar akıllı görünüyorsak
Gerçekten saklanamayız ve
Bizi hayret içinde alıp götürmesine izin ver
Bizi en iyi yolda götürmesini
(Allah..)
Her bir gün bize rehber ol
(Allah..)
Bizi sana yakın tut
Son ana kadar

Look inside yourself
Such perfect order
Hiding in yourselves
Running in your veins
What about anger, love and pain
And all the things you’re feeling
Can you touch them with your hand?
So are they really there?

Kendi içine bak
Ne kadar muhteşem nizam
Kendinin içinde gizlenmek
Damarlarında koşmak
Ya öfke, aşk ve acı
Ve tüm şeyler senin hissettiklerin
Ellerinle onlara dokunabilir misin?
Öyleyse onlar gerçekten oradalar mı?

Let's start questioning ourselves
Isn’t this proof enough for us?
Or are we so blind
To push it all aside..?
No..

Haydi kendimizi sorgulamaya başlayalım
Bu bizim için yeterli kanıt değil mi?
Ya da biz o kadar kör müyüz
Bunların hepsini bir kenara atacak kadar?
Hayır..

When a baby’s born
So helpless and weak
And you’re watching him growing..
So why deny
What's in front of your eyes
The biggest miracle of life..

Bebekler doğduğunda
O kadar aciz ve zayıf
Ve sen onun büyümesini izliyorsun
Öyleyse inkar etmek neden
Gözlerinin önündeki ne
Hayatının en büyük mucizesi

Allah..
You created everything
We belong to You
Ya Rabb we raise our hands
Forever we thank You..
Alhamdulillah..

Allah..
Her şeyi sen yarattın
Biz sana aitiz
Ya Rabb ellerimizi kaldırıyoruz
Sonsuza dek sana teşekkür ediyoruz
Elhamdulillah..



19. HAYKİ – DUYSUNLAR

Normalde rap hiç dinlemem ama “Duysunlar” bir başka. Lüks arabalarla poz verip klipler çeken, anlamsız cümleleri ve küfürleri yan yana getirip kafiye yaparak sanat yapıyorum zanneden, niteliksiz ve kalitesiz sözleri olan rap şarkıların yanında; gerçek sorunları konu alan, derdi olan, sanatın sosyal sorumluluğunu yansıtan, "isyan etmiş olmak için isyan eden" değil "çözüm bulmak için isyan eden (adaletsizliğe, haksızlığa, zulme...)" eserler kıymetli. Bu da onlardan biri.


Bırak o silahı yere biraz
Şu eline yüzüne bulaşan kana bi' bak
Yanarak ölüyo' biri diğeri gülüyo'
Kiminin evi yok biri de diyo' ki buna "cihat"
Bomba, silah ve para biraz bu gezegenin içine çöken kara bi' gam
Sakalı siyah, adı politika, işi günah
Tümüne cennet vaadeden Amerika
Nasıl bi' bebeğin kanını içer insan
ve der ki "Bunu şart koşuyor İslam."
Bugün inancını yönetti sistem
"Öldür" dedi sana değilse sizden
Ne için savaşıyor durmadan insan
Şu koca dünyada binlerce dert var ve zaten ölüme yürüyor bu kervan
Yaşama izin ver hepimize yer var
Bulamadım derman aklımı kaçırdım
Bu kavga dünyanın sırtına kaşıntı
Şu para yok etti kim bilir kaç ırkı
Ve bölüp ayırdı kim bilir kaç ülke
Ve geri kaç insan kaldı özgür
Yarısı gülüyor ama yarısı üzgün
Uyuduk uyanamadık hayat bir gün
Ve ölen her çocuk da bize kızgın



20. SELİM & NAHİDE UZAR – DOSTUMSUN ARTIK BENİM

Bu şarkı, listenin yukarısında çokça bahsettiğim “Kent Şarkıları” grubunun “Deniz Anlatıyor mu Beni Sana” albümünün parçalarından olan “Tut Elimi Yüreğimin” adlı şarkısıymış. Ancak ben bu şarkıyı ilk Selim – Nahide Uzar’dan duyduğum ve onların yorumunu Kent Şarkılarının yorumundan daha çok beğendiğim için onların adıyla listeye ekliyorum. Amatörce kendi çaplarında şarkı söyleyen bu ikiliyi de bu şarkıyla keşfetmiş oldum, oldukça başarılılar.

Bu şarkının hem eğlenceli bir ritmi vardır, dinlerken insanın içine mutluluk serpiştirir hem de dostluğu çok güzel bir anlatış biçimi vardır. “Dostumsun artık benim, artık dağlar gibiyim. Tut elimi yüreğimin.” deyişiyle “İnsan insanın kurdudur.” temasını değil, “İnsan insanın yurdudur.” temasını işler ruhunuza…


Kent Şarkıları’nın animasyon şeklindeki hoş klibini izlemek isterseniz:

Bitti bak bitermiş
Ne eylül ne ihtilal
İzleri kalırmış kalsın dostum
Açtık bir penceresini
Hayat denilen bu evin
Dışarısı bahar bahçe olsun dostum

Dostumsun artık benim
Artık dağlar gibiyim
Tut elini yüreğimin
Yonttular ömrümü
Bu çağda zindanlarda
Işık oldun karanlığıma aydın dostum

Kan revan kitaplarım
Koğuşlarda sabahladım
Kaçıp düşüme benimle kaldın dostum
Düştüm tuttun kolumdan
Sağımdan solumdan
Dağlardan ovalardan koştun dostum



21. EMRE ÖZKAN - TECAVÜZ EDEMEZSİN

Yukarıda demiştim ya hani; gerçek sorunları konu alan, derdi olan, sanatın sosyal sorumluluğunu yansıtan, "isyan etmiş olmak için isyan eden" değil "çözüm bulmak için isyan eden (adaletsizliğe, haksızlığa, zulme...)" eserler çok kıymetli diye. İşte bu rap de kesinlikle onlardan biridir. Kadına şiddet ve zulme uğrayan, ezilen, insan yerine konmayan kadınların haklarını konu alan bir çalışmadır. Hangi meslek grubunda olursa olsun ya da hangi sanat dalıyla ilgilenirse ilgilensin, dünyada yaşanan sorunlardan rahatsızlık duyup bu şekilde sosyal sorumluluk ürünleri ortaya koyan insanları yürekten tebrik ediyorum.


Kapat kızım bacaklarını, ne kadar ayıp dimi?
Sözde kadın erkek eşit bebekken çekip pimi
Hadi oğlum amcalarına göster pipini
Deyip sapık büyüttünüz böyle binlercesini

Kadınlara uzanan kirli tüm eller kırılsın
Aksini düşünen herkes için yerler yarılsın da,
Anlasınlar masumları ittikleri yeri derin ve
Dipsiz kuyular olsun pisliklerin yeri...

Kadın anan, kadın bacın, kadın sol yanın
Kadındır nikahlı karın, biricik kızın!
Saat 3'te saat 5'te demeyin sakın! Ulan
Vicdanları yok mu buna destek olanların!

Tecavüz edemezsin topuklusu varsa
Açık saçık giyinmişse kıyafeti darsa
Fark etmez cadde yahut tenha bi arsa,
Kimse yoksa dahi orda ya Allah duyarsa?

Aç sesini duysun herkes yaptıkları ayıbı
Bu ayıp ayıptan öte, insanlığın kaybı
Bu şarkıda meleklerin feryadı var!
İnsanlığın İnsanlığa ihtiyacı Var!
  
Her geçen gün artmakta kadınlara şiddet
Kimse de dur demez buna olanları seyret!
Utanmadan bir de bütün bu pisliklere hak verip
Konuşuyosan hiç durma, karakterini terk et!

Buna normal bi şey gibi göz yuman bilader (hadi)
Hadi bize bi sapıktan farklarını göster.
Kendi sınırlarını, kendi haklarını bilmez bide
Kadının tüm haklarına sahip olmak ister.

Tecavüz edemezsin, minibüste tekse
Tecavüz edemezsin, mini etek giyse
Tecavüz edemezsin, eve 3'te gitse dahi
Alkollüyse yahut nedenleri neyse!

Hiç bi kadına edemezsin karın olsa dahil!
Kocalık zorbalık değil anla bunu cahil!
Kadınlar birer melek, cinsel obje değil...



22. EMRE ÖZKAN – ÇOCUĞUMA DOKUNMA

Bir önceki parçanın da sahibi olan Emre Özkan tarafından çocuk istismarına karşı hazırlanmış bir çalışmadır. Öfkesini o kadar iyi bir şekilde dile getirmiştir ki… Emre Özkan’ın böylesine duyarlı daha fazla şarkı yapabilmesini çok isterdim ancak kendisi 25 yaşında bir yangında vefat etmiştir :(


Burası neden sessiz, neden kimsenin sesi yok.
Karanlıkta kalanların neden kimsesi yok?
O bir çocuk daha çocuk ulan ağzı var dili yok,
Daha kaç tane can vericez toprağın dibi yok!

Bunların sonu yok, yolsuzun yolu yok.
Buna tepkisiz kalanların da yatacak yeri yok!
Annesinin feryattan başka çaresi yok...
Bize düşen bunu duyurmak, bir adım geri yok!

Haberleri izlemeye korkar olduk artık...
Kaç tane aileden kaç sapık can aldı?
Ateş düştü, yaktı yüreklerde kaldı.
Miniklerin toprakları küreklerde kaldı!

Söylesene bir bebeğe yakışır mı kefen?
Karşına dikildiğinde sormaz mı neden?
Uçkurundan hiçbir şeyi gözleri görmeden
Katleden şerefsizlere sözüm hücrelerde geber!

Dokunma çocuklara vicdansız iblis.
İnsanlığı kaybetmiş insafsız pislik.
Mekânın olsun cehennem, aşın olsun ateş
Şeytanlara komşu ol haysiyetsiz kalleş!

Dokunma çocuklara vicdansız iblis.
İnsanlığı kaybetmiş insafsız pislik.
Mekânın olsun cehennem, aşın olsun ateş
Şeytanlara komşu ol haysiyetsiz kalleş!



23. ŞENAY - HAYAT BAYRAM OLSA

Bu şarkıyı herhâlde bilmeyenimiz yoktur. Ben ilkokulda müzik dersinde duymuştum ilk. O günden bu yana çok severim. Şenlik, bahar, bayram tadında coşkulu bir şarkıdır. En mutlu zamanlarda dinlenebilecek, yüzlerde kocaman bir gülümseme oluşturacak, insanda kalkıp dans etme isteği uyandıracak mutlu, neşeli bir şarkıdır. Dünyadaki “en”leri de çok güzel bir biçimde ifade etmiştir. En mutluyu, en zengini, en bilgeyi, en olgunu…


Şu dünyadaki en mutlu kişi
Mutluluk verendir
Şu dünyadaki sevilen kişi
Sevmeyi bilendir
Şu dünyadaki en bilge kişi
Kendini bilendir
Şu dünyadaki en soylu kişi
İnsafa gelendir

Bütün dünya buna inansa
Bir inansa hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa birlik olsa
Uzansak sonsuza

Şu dünyadaki en olgun kişi
Acıya gülendir
Şu dünyadaki en zengin kişi
Gönül fethedendir
Şu dünyadaki en üstün kişi
İnsanı sevendir
Şu dünyadaki en soylu kişi
İnsafa gelendir



24. ŞENAY - SEV KARDEŞİM

Hayat Bayram Olsa’ya benzer bir Şenay şarkısıdır bu da. Kardeşlik, barış, neşe, mutluluk, sevgi, coşku şarkısıdır. Dinlerken istemsizce mutlu olursunuz :)


Bak kardeşim
Elini ver bana
Gel kardeşim
Neşe getirdim sana
Al kardeşim
Ye, iç, gül, oyna

Sar kardeşim
Kolunu boynuma
Sev kardeşim
Canım feda yoluna
Tap kardeşim
Tüm insanlara

Dünyaya geldik bir kere
Kavgayı bırak her gün bu şarkımı söyle
Sevdikçe güler her çehre
Amaçlar hep bir olsun
Kalpler birlikte

Dünyaya geldik bir kere
Kavgayı bırak her gün bu şarkımı söyle
Sevdikçe güler her çehre
Mutluluklar bir olsun
Acı birlikte



25. HALUK LEVENT - CAN DOSTUM

Anlamlı şarkılar diye liste yapılır da bu listede Haluk Levent’e yer vermemek olur mu hiç? Tabii ki olmaz. Haluk Levent’in bir dosta seslenişi olan özlem dolu şarkısıdır. Sahtelikten yakınır. Sevmelerin, gülümsemelerin sahteliğinden… Özlem duyulan aynı zamanda “sahiciliktir”, “içtenliktir”, “yalansızlıktır”, “dürüstlüktür”, “yürektenliktir”…


Bir şarkı yazmak istedim, içinde dostluk olsun
Birden sen geldin aklıma, can dostum
Bu şarkıda seni ne çok özlediğimi
Anlatmak istedim sana bir kere olsun
Bir sen kaldın bana, sakın bırakma
Al yollarına hisset yanında
Dostum, dostum, dostum, can dostum

Burda her şey sahte dostum gülümsemeler bile
Burda her şey sahte dostum sevmeler bile

Şimdi yanımda olamasan da
Seni yaşamamı engelleyemez hiçbir şey asla
Şu anda çok uzakta olsan da
Sen aslında benimlesin yanı başımda
Sarıl yine bana al yollarına
Hisset yanında ağla göz yasımda
Dostum, dostum, dostum, can dostum



26. PAUL DWYER & EREN JOSEPH DWYER - GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ

Aslen Nazım Hikmet’in şiiridir. Edip Akbayram şiiri şarkı haline getirmiştir. Onun yorumu da çok güzeldir ama ben İskoç Paul amcamızın ve oğlu Eren’in düeti olan bu yorumu ayrı bir seviyorum. Öyle bir “Çocuklar inanın, inanın çocuklar. Güzel günler göreceğiz güneşli günler.” diyor ki umutla dolmamak elde değil.
Abidin Dino'ya yöneltilen "Sen mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?" sorusu gibi bana bana da biri "Bana umudun şarkısını yapabilir misin Gamze" deseydi biri, ona şimdilik umudun şarkısını yapamazdım belki ama umudun şarkısı olarak bu şarkıyı dinletirdim şüphesiz.


Güzel günler göreceğiz çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz

Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz
Güzel günler göreceğiz güneşli günler

Hani şimdi bize
Cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
Yalnız cumaları, yalnız pazarları

Hani şimdi biz
Bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
Işıklı caddelerde mağazaları,
Hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.

Hani şimdi biz haykırırız
Cevap:
Açılır kara kaplı kitap: Zindan
Kayış kapar kolumuzu
Kırılan kemik, kan
Hani şimdi bizim soframıza
Haftada bir et gelir
Ve çocuklarımız işten eve
Sapsarı iskelet gelir
Hani şimdi biz
İnanın güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz

Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz
Güzel günler göreceğiz güneşli günler



27. ŞEBNEM FERAH – YALNIZ

Yalnız; yaşanmışlığın, yaşlanmışlığın, yaş almışlığın şarkısıdır… Nedense yaşlı insanlar fonunda bir klip ile hiç düşünmemiştim bu şarkıyı. Yaşlılığın kaçınılmazlığı gibi değil midir halbuki yalnızlık, ağır sessizlik, yorgunluk, gölgeli gözler, çizgili yüzler ve tecrübe…? Bugün hüzünlü bir tebessüm ile tekrar izledim klibi, yalnız bir yaşlılık değil ama yaşlılıkta dinlenen Yalnız’ı hayal ettim…


Kim bilir neler neler geçti başından
Kimse böyle yalnız olamaz
Anlat birer birer, tut ellerimden
Kimse böyle küskün olamaz

Çizgi çizgi yüzünde, gölgeli gözlerinde
Ağır sessizliğinde neler neler var?
Ne hikayeler var?

Her bahar öncesinde kardelene dönüşmeyi
Kopmayı, koparılmayı anlat
Karanlıkla dans etmeyi, sonra ölmeye yatmayı
Kahpe dünyayı anlat, anlat

Titreyen çenende dünya devrilmiş
Kimse böyle üzgün olamaz
Gözlerin dolu dolu, hayatın da öyle
Kimse böyle yorgun olamaz

Hep göz pınarında duran o gözyaşında
Akmaya hazırlanan neler neler var?
Ne hikayeler var?

Uzaklara dalıp gitme
Gözlerin de dolmasın
Kimse böyle yalnız olmasın



28. BARIŞ MANÇO - YAZ DOSTUM

Barış Manço’nun insanlık manifestosu niteliğinde eskimeyen, değerli şarkısıdır. Sözlerinin her satırı atasözü gibidir.

“Yaz dostum, boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?”


Yaz dostum,
Güzel sevmeyene adam denir mi?
Yaz dostum,
Selam almayana yiğit denir mi?
Yaz dostum,
Altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum,
Boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?

Yaz tahtaya bir daha,
Tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet Ağa
Bir gün öder hesabı

Yaz dostum,
Yoksul görsen besle kaymak bal ile
Yaz dostum,
Garipleri giydir ipek şal ile
Yaz dostum,
Öksüz görsen sar kanadın’ kolunu
Yaz dostum,
Kimse göçmez bu dünyadan mal ile
  
Yaz dostum,
Barış söyler, kendi bir ders alır mı?
Yaz dostum,
Su üstüne yazı yazsan kalır mı?
Yaz dostum
Bir dünya ki haklı haksız karışmış
Yaz dostum
Boşa koysan dolmaz, dolusu alır mı?



29. BARIŞ MANÇO – HALİL İBRAHİM SOFRASI

Toplumsal değerler ve ahlaki çöküş mesajları üzerine kurulu güçlü bir Barış Manço şarkısıdır. Yerli yerinde bir yozlaşmışlık eleştirisidir.

“Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok”

“Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok”


İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Daha çatal bıçak kaşık icat edilmemişken
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Ağzı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına

Halat gibi bileğiyle yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun sizde buyurun
Buyurun dostlar buyurun

Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok

Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok



30. YENİ TÜRKÜ – BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY

Bir Can Yücel şiiri olan bu şarkı, insanı hayal kurmaya teşvik eder… Konu bir yandan umutsuzluktur, bir yandan özlem. Ama aşk değildir kesinlikle özlemi duyulan.


Başka türlü bir şey benim istediğim
Ne ağaca benzer ne de buluta
Burası gibi değil gideceğim memleket
Denizi ayrı deniz havası ayrı hava

Nerde gördüklerim nerde o beklediğim
Rengi başka tadı başka

Bir başka yolculuk dalından düşmek yere
Yaşadığımdan uzun

Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
Ağacın yüksekliğince dalın yüksekliğince rüzgarda
Ve bir yeni ömür vardığım çimen yeşilliğince



31. SEZEN AKSU – SON BAKIŞ

Aşk şarkıları deyince akla gelen ilk isim belki Sezen Aksu’dur ancak bu şarkı veda edilen bir sevgiliye yazılmamıştır. Şarkı 12 eylül sonrası idam edilen 17 yaşındaki bir genç için yazılmıştır.


Bir söz bitişi gibi son buldu sevişler
Bir yaz güneşi gibi eritir hep bu terk edişler
Bir yaz güneşi gibi eritir hep bu terk edişler
Bir an duruşu gibi, ömrün gidişi gibi
Veda ederken aşk ateşi gibi söner iç çekişler
Veda ederken aşk ateşi gibi söner iç çekişler
Aman aman yandım aman
Kurşun gibi izler
Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda



32. AYLİN ASLIN – GÜLDÜNYA

Şarkı tecavüze uğrayıp daha sonra da katledilen Güldünya için yazılmıştır. “Gül'e Ağıt” diye tiyatro oyunu da vardır. Türkiye`deki artık görmezden gelinen önemli bir soruna parmak basar. Töre, namus(!) cinayetlerini, çocuk tecavüzlerini, çocuğa şiddeti yani kısacası çocuk istismarını anlatır. Boğazı düğümlenir insanır, acımasızca hayattan koparılan, nice eziyetlere maruz kalan minik canları düşündükçe, insanın kalbine mıh gibi saplanır bu şarkı…


Canım abim vurma beni
Bu dünyadan alma beni
Dökülür mü kardeş kanı?

Bir karında yatmadık mı?
Bir anada doğmadık mı?
Bir memeden doymadık mı?

Bin bir yarayla tek bir kurşunla gitti gül dünya
Kim farkında kimin umurunda yandı (söndü) bir dünya

Seni gönderene söyle
Köydeki büyük meclise
Daha çocuk yaşta üstüme çıkan herife
Eğer böyle ölürsem iki elim yakanızda
Hayaletim gezer düşer peşinize

Bin bir yarayla tek bir kurşunla gitti gül dünya
Kim farkında kimin umurunda yandı (söndü) bir dünya



33. BARIŞ MANÇO – HEMŞERİM MEMLEKET NİRE

Çok anlamlı bir Barış Manço şarkısıdır. Manço, hiç hoşlanmadığı bu soruya verdiği cevapla, mesajını da çok net biçimde aktarır aslında: “Bu dünya benim memleket.”


Kendimi bildim bileli yollarda tükettim koskoca bir ömrü
Bir uçtan bir uca gezdim şu fani dünyayı
Okumuşu, cahili, yoksulu, zengini hiç farkı yok hepsi aynı
Sonunda bende anladım hanyayı Konya'yı

Sanki insanlık pazara çıkmış ekmek aslanın ağzında
Bir sıcak çorba içer misin diyen yok
Dört duvarı ören çatısını kapatıp içten kilitlemiş kapıyı
Bir döşekte sana serelim buyur diyen yok

Tek bir soru hemşerim memleket nire?
Bu dünya benim memleket
Hayır anlamadın hemşerim esas memleket nire
Bu dünya benim memleket
Tövbe, tövbe, tövbe

Kardeşlik ve eşitlik üzerine uzun uzun nutuklar çekip
Niye senin derin benden koyu diye soran çok
Kaşının altında gözün var diye silahlanıp ölüme koşarken
Kalan dul ve yetim ne yer ne içer diye soran yok

Barış garibim bulamadı çözümü oturdu etti bunca sözü
Gelin hep beraber anlaşalım diyen yok
Zaten paramparça bölünmüş ve yaşanmaz olmuş dünyamız
Daha fazla kesip bölmeye hiç gerek yok

Tek bir soru hemşerim memleket nire?
Dedim ya yahu bu dünya benim memleket
Hayır anlamadın hemşerim esas memleket nire
Bu dünya benim memleket
Tövbe, tövbe, tövbe


Yorumlar

  1. Barış Manço'nun benden öte benden ziyade sarkisi da anlamli

    YanıtlaSil

Yorum Gönder