🎙️ Yazıyı sesli dinlemek için buraya tıklayın
İslam'ın inşaa etmeyi hedeflediği insan, sorumluluk
bilincine sahip insandır. Bu bilincin temeli çocukluktan itibaren ailede
atılmaya başlanır. Çocuğa yatağını/odasını toplattırmakla, kırdığı bardağın
etrafa saçılan parçalarını kendisine süpürtmekle, bozduğu eşyanın tamirini
üstlenmesini sağlamakla, harçlığını idareli kullanmayı öğretmekle, aile içi
sorunlara müdahil olup çözüm için kafa yormasını sağlamakla bu bilinç
kazandırılmaya başlanır.
Sorumluluk bilincini ailede kazanmış kişi okulunda sorumlu davranır. Büyüyünce
iş hayatında sorumlu davranır, kendi gelir giderini yönetirken sorumlu
davranır, ailesine ve arkadaşlarına karşı sorumlu davranır... Hatta bu bilinç,
kişinin dini inanışının, din anlayışının da temelini oluşturur.
İslam, sorumluluk bilincinde insan yetiştirmeyi amaçlar. Kur'an'da "takva" olarak geçen kavram bu sorumluluk bilincini ifade eder. Takvalı insan; Allah'a karşı ve ailesine, yakınlarına, çevresinde olup bitenlere karşı sorumluluk bilincinde olan insan demektir. Umursamaz, vurdumduymaz ve duyarsız olmayan insan demektir.
Sorumsuzluğu ve tembelliği yaşam biçimine dönüştüren insanlar, din de kendisine
sorumluluk yüklemesin isterler. O yüzden kısa yoldan köşeyi dönecek formüller
vaadeden kişileri-grupları-inanış biçimlerini cazip bulurlar. 3 dua okuyup 100
şehit sevabı kazanacağını, birinin cübbesi altında sıratı geçeceğini, hocasının
kayırması -kaba tabirle torpiliyle- öteki dünyada kurtulacağını vaadedenlerin
peşinden giderler.
Aynı zamanda dünyadaki adaletsizliklerden, zulümlerden, haksızlıklardan,
açlardan, yoksullardan, ezilenlerden sorumluluk duyması gerektiğini aşılamayan
inanışlar bu insanlara çok cazip gelir. Dünyada bir şeyleri düzletmek için
kılını kıpırdatmadan, elini cebine atmadan, iyilik - güzellik, doğruluk, hak -
adalet namına alın teri dökmeden oturduğun yerden okuyup üfle, gelsin sevaplar,
bonuslar... Birilerinin yörüngesine gir, onlara sorgusuz sualsiz itaat et,
onlar seni kurtarsın/kayırsın...
Ya da bu kişiler, insana sorumluluk yükleyen inançları ve yaratıcının yani sorumluluk
yükleyicinin varlığını kökten reddederek sorumluluktan topyekün kurtulmaya
çalışırlar.
Bu şekilde dünyada zulüm biter mi?
Kula kulluk son bulur mu?
Açlar, yoksullar doyar mı?
Haksızlıklar, adaletsizler sona erer mi?
Güçlünün güçsüzü ezmesi, sömürmesi önlenebilir mi?
Ekonomik sorunlar biter mi?
Aile içi sorunlar çözüme kavuşur mu?
Senin yapman gereken işlerin kendiliğinden hallolur mu?
Hayır!
Tüm bunlar sona ermeyeceği gibi sen, ben, o sorumluluk bilincinde bireyler
olmadığımız sürece katlanarak artar. Bu yüzden tembellik ve sorumsuzluk bütün
kötülüklerin anasıdır.
"Biz emaneti (sorumluluğu) göklere, yere ve dağlara
sunmuştuk da onlar bunu yüklenmekten çekinmişler, (sorumluluğundan)
korkmuşlardı. Onu insan yüklenmişti. Şüphesiz ki o insan, çok
zalimdir, çok cahildir." 33-Ahzab/72
“Eğer Allaha karşı sorumluluk bilinci (takva) içinde
olursanız O size, hakkı batıldan ayırmaya yarayan bir anlayış verir…” 8-Enfal/29
“Sorumluluk bilinci (takva) taşıyanlara, onların (inkarcıların)
hesabı sorulmaz. Yine de bu onlara bir hatırlatmadır; böylece, belki sorumluluk
bilincine erişirler.” 6-Enam/69
“Bilesiniz ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur; onlar
üzülmeyeceklerdir. Onlar gerçeği onaylayanlar ve
sorumluluk bilincine sahip olan kimselerdir.” 10-Yunus/62, 63
“Kendi bina(yapı)sını Allah’tan bir sorumluluk (takvâ) ve
hoşnutluk temeli üzere kurmuş (tesîs) kimse mi, yoksa binasını, altı oyuk olup
temeli göçecek olan bir uçurumun kenarına kurmuş kimse mi daha hayır
kazanımlıdır?” 9-Tevbe/109
“Allah, kendisine karşı sözlerine sadık kalanların ve sorumluluk
bilinci (takva) duyanların farkındadır ve Allah, sorumluluk bilinci taşıyanları
sever.” 3-Ali-imran/76
Yorumlar
Yorum Gönder