Tarih boyunca dini ve siyasi birçok lider ölümünden sonra dahi büyük ses getirmiş, ürettikleriyle ve yaptıklarıyla yıllar boyu adından söz ettirmiştir. Ancak şu da bir gerçektir ki bu liderlerin birçoğunun takipçisi onun esas fikirlerini ve amacını anlayıp bunu yaşatmak yerine fanatik bir takipçiliği ve taklitçiliği tercih etmiştir. Konu fanatiklik olunca aklı kullanma ve sorgulama rafa kalktığından bu liderlerin esas fikirleri ve verdikleri mücadelenin üstüne toprak atılmıştır. Söylemedikleri sözler, tasvip etmediği davranışlar fanatiklerince onlara atfedilmiş hatta ve hatta söylem ve eylemleri ile taban tabana ters söz ve eylemlerle itham edilmişlerdir. Bunun sebebi çoğu zaman fanatiklerin kendi düşünce ve eylemlerine siyasi veya dini bir bağlayıcılık kazandırabilmek için, bunları kendi düşüncesi değil de tarihe mal olmuş kişilerin düşüncesiymiş gibi gösterme çabalarıdır.
Şüphesiz bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden
biri; dostları, fikirdaş olduğunu iddia eden takipçileri tarafından olmadığı
biri gibi gösterilmek, iftiralara maruz kalmak ve davasının anlaşılmayarak davası
ile ters yöne giden bir mücadelenin ona mal edilmesidir. Kur’an’da anlatılan
din ve peygamber anlatıları ile gelenekte yaşanan din ve peygamber anlatıları
arasındaki uçurumu görünce anlıyoruz ki peygamberlerin birçoğu ne yazık ki bu muameleye
maruz kalmışlardır.
Hanefi mezhebinin kurucusu olarak bilinen ve bu mezhebin
üyelerinin takipçisi olduklarını iddia ettikleri Ebu Hanife de şüphesiz tarihe mal olmuş bu isimlerden biridir. Aşağıda bahsi geçen kitapta Ebu Hanife’nin din anlayışı ile
takipçilerinin din anlayışı arasındaki uçurum hakkında detaylı bilgilere
ulaşılabilir.
Bu yazının devamı “İmam Azam Ebu Hanife: Esas Fikirleri Gölgelenen Lider” adlı kitabın “Uydurma Hadislere Karşı Çıkış” bölümünün özeti niteliğindedir. Fotoğraflar ve yazılar bu kitaptan alıntıdır.
"Önüme getirilen söz gerçekten Peygamber'in sözü ise
başım gözüm üstüne. Sahabilere ait sözler arasında bir tercihte bulunuruz ama
tamamını dışlamayız. Eğer söz sahabeden sonrakilerin sözleri ise onunla bağlı
kalmayız; kendi içtihadımızı kendimiz yaparız."
"Ebu Hanife daha sağlığında sünnete muhalefetle itham
olunmuştur. Ölümünden sonra onun değerini düşürmek isteyenlerin büyük bölümü de
bu ithamı ileri sürenler olmuştur."
"Bu rivayetler, zanna (sanıya) dayalı nakilledir. Hz.
Peygamberin ağzından çıktıkları kesin değildir. Halbuki Kur'an ayetleri yakînî
(kesin ve tartışmasız) beyanlardır. Kuvvetli delili zayıf delile tercih etmek
mecburiyetindeyiz."
"İmamı Azam dinin bütün uygulamalarında insana kolaylık
ve rahatlık sağlayacak her türlü çareyi devreye sokmuştur. Onun bu tutumu 'Ebu
Hanife dine hile soktu' şeklinde eleştirilere yol açmıştır."
"Kur'an ayetlerine dayalı bir kıyas yapma imkanının
olduğu yerde vahit haberi ikinci sıraya atmıştır. Yani Kur'an'la aklın
birleştiği bir yerde, Peygamberimize nispeti mütevatir olmayan rivayetleri
devre dışı tutmuştur."
"Kendisinin de içinde bulunduğu tabiun kuşağının söz ve
fiillerine hiçbir üstünlük tanımamış, 'Onlar adamsa biz de adamız; kendimiz
içtihat ederiz.' deyip noktayı koymuştur." :)
Kur'an ayetleri ile ters düştüğü için reddettiği hadislere
örnekler:
"İmamı Azam, Peygamberimize isnadını aklen ve tarihen
mümkün görmediği sözlere, rivayetçisi kim olursa olsun 'hezeyan' derdi..."
En ünlü hadis yazarlarının yazdıkları hadisleri kaç binlik hadis havuzu içinden
seçtiğini görmek için bakınız:
"İslam Peygamberine isnat edilen yalanlar hezeyan
olmayacaksa hezeyan başka nedir? Gel gör ki düşmanları onun bu sözünü
'Peygamberimizin hadislerine hezeyan dedi' diyerek aleyhte propaganda malzemesi
yapmışlardır."
"Allah'ın Elçisi, Allah'ın kitabına aykırı söz
söylemez; Allah'ın kitabına aykırı söz söyleyen, Allah'ın Elçisi olmaz."
Tamamını okuyunuz:
"Dinci iftira melunları diyorlar ki: Ya bu yalanlara
teslim olursunuz yahut da sizi Peygamberi dışlamakla itham eder, başınızı derde
sokarız."
HADİSLER KONUSUNDA KUR'AN NE DİYOR?
Yorumlar
Yorum Gönder