En Büyük İyilik/Hayır Nedir?

BİR İNSANA YAPILABİLECEK EN BÜYÜK İYİLİK/HAYIR NEDİR?


Son günlerde Müge Anlı’da bir aile gündemde (online eğitim sağ olsun artık Müge Anlı gündeminden de haberdarım) Aile anlattıklarıyla hem Müge’yi hem beni hem de tüm ülkeyi hayret içinde bıraktı.






Kadın 14 yaşındayken evlenmek için kaçmışlar ama adam nikah kıymamış. Kadın şimdi 25 yaşında ve 5 çocuğu var. Derme çatma bir gecekonduda yoksulluk ve sefalet içinde yaşıyorlar. Yaşadıkları yere ev demeye bir şahit ister…





Ama asıl şaşırtıcı kısım burası değil, ailenin yaşayış biçimi. Adam çalışmıyor. Nasıl geçiniyorsunuz diye soruyor Müge. Adam aylar önce çalışmıştım, plastik toplamıştım diyor. Çalışmak bir kere yapılmaz, sürekli çalışman gerekir, bir kere çalışmakla aylarca geçinemezsin diyor Müge. Ailenin evine gidip bakıyorlar. Evde neredeyse hiçbir şey yok. Mutfakta buzdolabı dahil olmak üzere hiçbir eşya yok. Tencere tava yok, musluk yok… Evet mutfakta musluk yok.




Ne yiyip içiyor bu kadar çocuk diye soruyor Müge. Paramız olunca döner ayran yiyoruz diyor kadın. Her öğün döner mi yiyorsunuz, ona para mı yetişir diyor Müge, kısa bir hesap yapıyor; öğünde 6 döner yeseniz bir döner 5 tl olsa (bu fiyatı adam verdi) öğünde 30 tl, günde 3 öğün yeseniz 90 tl ediyor diyor. Bu halde nasıl döner alıyorsunuz diyor. Adamın cevabı “Telefonla sipariş ediyoruz eve kadar getiriyorlar” Şaka gibi…





Onu demiyorum, nasıl her gün buna para yetiştiriyorsunuz ayda dönere verdiğiniz para 3 bin tl eder diyor. Kadının cevabı “Her gün de paramız olmuyor, 10 liramız varsa salam alıp yiyoruz.” Neden tencere yemeği yapıp yedirmiyorsun güzelce çocuklara diyor Müge. Kadının cevabı “Evde tencere yok, musluk yok.” Ne oldu tencerelere? “Hurdacıya sattık” Musluk neden yok? “Akıyordu, söktük.”


Nereden bakarsan tutarsızlık, nereden bakarsan akıl tutulması… Televizyon dünyasının ünlü isimlerinden biri olan Müge Anlı, ekmek parası olmayan aileye ev ekonomisi ve musluğun nasıl tamir edileceğini anlatıyor. Nohutun nasıl pişirileceğini tarif ediyor. Bir kilo nohuttan koca tencere yemek yapabileceğini, bir tencere yemekle çocukların kaç öğün doyabileceğini anlatıyor…


Bunun hem çok daha sağlıklı hem de çok daha ekonomik olduğunu; musluk akıtıyorsa kökten çözümün sökmek olmadığını, tamir etmek gerektiğini anlatıyor. Evet Müge, bu aileye anlatıyor. Trajik ama öyle…


Ailenin çok fazla sorunu var işsizlik, yoksulluk, geçimsizlik, kontrolsüz çoğalma (aile planlaması olmaması)… gibi ama en büyük, başlıca sorunları ne derseniz bence “aklı kullanmamak ve eğitimsizlik”.


(Eğitimden kastım sadece okullardaki akademik eğitim değil. Kastım, evde anne babayla başlayan eğitim. Aile içi ilişkiler, komşuluk, arkadaşlık ilişkileriyle de insanlar birçok şey öğrenir, sosyal çevrede eğitilir. Görgü kurallarını öğrenir, ekonomiyi, tasarrufu, muamelat dediğimiz toplum kurallarını öğrenir. Toplumsal kültür böyle oluşur.)


Evet en büyük sorunları aklı işletmemek ve eğitimsizlik dedim çünkü ellerine hiç para geçmemiş veya hiç eşyaları olmamış değil. Komşular ailenin durumunu bildikleri için epey yardımda bulunmuşlar. Koltuk, buzdolabı vermişler. Evde koltuk, beyaz eşyalar hani diyorlar. “Koltuğun ucu kırılmıştı biz de hepsini kırıp sobada yaktık, diğer eşyaları da hurdacıya sattık.” diyorlar.


“Tamir” kavramından haberleri yok… Evde kriz yönetimi sıfır. “Ucu kırılırsa hepsini kırar yakarsın, akıtıyorsa kökten sökersin akıtmaz, eline üç kuruş para geçerse o parayı hazır yiyerek hemen tüketirsin ertesi gün aç yatarsın” anlayışındalar.


İşte aklı eğitmek bu yüzden çok önemli. Akıl olmadan ekonomi olmaz. Ekonomi bilmeden ev geçindirilmez, çocuk yetiştirilemez. Böyle olunca evde ne sorunlar biter ne kavga gürültü. Evde huzur da olmaz. Yani akıl olmadan huzur olmaz. Akıl; “bozulanı tamir et” der, “ayağını yorganına göre uzat” der, “hazıra dağlar dayanmaz” der.


İhtiyacı olana maddi yardımda bulunmak çok çok önemli hatta hayati öneme sahip. Ama bence dünyadaki en büyük iyilik/hayır insanlara aklı kullanmayı öğretmek, bilinç kazandırmak. Aklı kullanmayı bilen insan eline geçen maddi yardımları mantıklı, gerekli yerlere harcar. O yardımı çocukların, ailenin rızkına çevirir. Aklı kullanmazsa çocuklar evde açken sigara/alkole harcayabilir, kumarda yiyebilir. “Harcama önceliği” bilinci olmaz. İhtiyaçlardansa istekleri önceleyebilir. İçmeye ayranı yokken iki gün lüks yaşar sonra sefil… Çocuklara bir gün döner yedirir, bir gün salam, sonraki hafta aç yatırır…


Allah bu yüzden kitapta aklı kullanmanın önemine çok ayette vurgu yapar, aklı kullanmayı emreder.


Peki aklı kullanmak nasıl öğrenilir? Bu eğitim ilk olarak ailede başlar, okullarda devam eder; okuyarak, araştırarak, sorgulayarak pekişir. Okumak bu nedenle çok önemli. Peki neyi okumak? Ne bulunursa her şeyi; kitapları, gazeteleri, dergileri, dünü, bugünü... Gündemi, haberleri takip etmeli...


Kadın erkek herkesin okuması çok önemli ama özellikle de kadınların okuması çok çok önemli. Çünkü analar toplumun ilk öğretmenleridir. Emine Supçin'in de dediği gibi "Cehaletin tek korkusu kadındır çünkü kadın öğrenirse çocuklarına da öğretir!"



Yorumlar