Bu Gençler Ne Arıyor Yurt Dışında?

CENNET GİBİ BİR ÜLKEMİZ VARKEN GENÇLER NEDEN YURT DIŞINDA OKUMA, YAŞAMA HAYALLERİ KURUYOR?

Son zamanlarda sosyal medyada sıkça "X ülkesinde yaşamak/ öğrenci olmak" başlıklı içerikler görüyoruz. Ülkemizdeki gençlerin büyük çoğunluğunun da yurt dışı hayalleri kurduğunu biliyoruz.

Ülkemize bakınca mis gibi ülke. Dünya üzerindeki konumu dolayısıyla yaşamak için çok ideal, dört mevsim görülüyor, ne dondurucu soğuklar yaşanıyor ne kavurucu sıcaklar. Doğal güzellikleri dersen cennet gibi; denizleri, ormanları, yaylaları, şelaleleri, akarsuları, gölleri...

Toprağı dersen, tarıma çok elverişli, envai çeşit ürün yetişiyor. Hayvancılık dersen o da öyle. Kültürel, tarihi yapıları, turizmi... Saymakla bitmeyecek olumlu özellikleri var ülkemizin. Peki ya neden fırsatı olan kaçıp gitmek istiyor?

Çünkü insanlar bu olumlu özelliklerden başka bazı değerlere hava gibi, su gibi muhtaç. İşte o değerleri bulabilecekleri yerler aramaya koyuluyorlar.



İnsan, "güven" arıyor.
Sokağa çıktığında gasp edilmeyeceğini, arabasını kilitlemeden bıraktığında da aynen yerinde bulabileceğini, toplu taşımaya bindiğinde taciz edilmeyeceğini, evde yalnızken gelen yabancıya kapıyı açtığında korkması gerekmediğini bilmek istiyor. Çocuğunu parka götürdüğünde gözünü onun üzerinden ayırdığı iki saniyede başına bir şey gelmeyeceğini bilmek istiyor ve hatta gözünü üzerinden ayırmamak zorunda kalmamak istiyor. ATM'den para çektikten sonra takip edilmediğinden emin olmak istiyor.


İnsan, "adalet" arıyor.
Başkası tarafından canı yakılmasın istiyor ancak canı yakılsa bile en azından suçlunun bulunup hak ettiği cezayı alacağına emin olmak istiyor. Canını yakanın ondan herhangi bir yönden güçlü olması -makamı, mevkisi, parası, akrabalık/arkadaşlık ilişkileri- adalet önünde bir önem teşkil etmesin istiyor. Gecesini gündüzüne katıp tüm enerjisiyle çalıştığı işinden geçimini kıt kanaat sağlayacak bir ücret almak istemiyor.


İnsan, "medeniyet" arıyor.
Sahil kenarına temiz hava almaya çıktığında içine çektiği deniz havası sigara dumanıyla boğulmasın istiyor. Ailesiyle piknik yapmaya gittiğinde güzelim ormanların, önceki piknikçiler tarafından çöplük haline getirildiğini görmek istemiyor. Alt/üst komşusundan bangır bangır gelen sesler ile rahatsız edilmeyeceğini, bebeği olanlar bin bir güçlükle uyuttukları bebeklerinin dışarıdan gelen bağrışma sesleri ile uyandırılmayacağını bilmek istiyor. İnsanların bir şey isterken rica etmeyi, hata yaptığında özür dilemeyi bilmesini istiyor.


İnsan, "hakka riayet" arıyor.
Bir işe girip 10 birimlik iş yaptıysa 10 birimlik ücret alabilmeyi istiyor. Patronun ne yapıp edip bir yerlerden kırpıp 5, 6 birim vermeye çalışmayacağını bilmek istiyor. Maaşı şu gün verilecek dendiyse o gün alabilmek istiyor, yan yattı çamura battı bahanelerle aksatılsın istemiyor. Bir sınavı kazanabilmek için çok çalıştıysa -bir aksilik olmadığı sürece- kazanabileceğini bilmek istiyor. Alın teri ile hak ettiği konuma/okula/işe, kendi yerine torpille bir başkasının giremeyeceğinden emin olmak istiyor. Bin bir emekle üniversite okuduğu halde alanında iş bulamayıp garsonluk, kasiyerlik yapmak zorunda kalmak istemiyor.


İnsan, "özgürlük" arıyor.

Fikirleri ne kadar aykırı, toplumun genelinden farklı olursa olsun özgürce dile getirebilmek istiyor. Düşünceleri sebebiyle dışlanmak, aforoz edilmek, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek, baskı altında olmak istemiyor. Sosyal medyada bir şey paylaşırken birileri bundan nem kapar da başıma bir şey gelir mi endişesi yaşamak istemiyor. Haklı bulduğuna haklı, haksıza haksız; yanlış bulduğuna yanlış, doğruya doğru diyebilmek istiyor korkmadan.


İnsan, "vicdan/merhamet" arıyor.
Bir yerde bir zulüm varsa yetkililer de halk da o zulme ses çıkartsın, engel olsun istiyor. Sokak hayvanları bölge sakinlerinden zarar görmesin, onlardan korkmasın, ürkmesin istiyor. Kadınların, çocukların şiddete/istismara/ayrımcılığa maruz kalmadan hayatın her alanında var olabildiği bir ortam istiyor. Kimsenin dilenmek zorunda kalmadığı, kötü günler geçirsem bile arkadaşım, komşum yardımıma koşar diye emin olduğu, aç kalır mıyım endişesi yaşamadığı bir ortam istiyor.


Saydığım bu özelliklerin hepsi herhangi bir ülkede mevcut mu bilmiyorum ancak insanlar en azından bir kısmını, olabildiğince fazlasını bulabilecekleri bir yerde yaşamak istiyorlar ve bunu aramaya koyuluyorlar. İklimi soğuk olsun ama yeter ki kendimi güvende hissedeyim diyorlar. Dilini bilmiyorum ama adaletsizliğe uğramayacağımdan emin olduğum bir yer olsun, dil bir şekilde öğrenilir diyorlar. Doğup büyüdüğüm topraklardan çok uzak ama medeni bir ortamda yaşayayım, çocuklarımı yetiştireyim istiyorlar. Haksızlar mı?

Yorumlar