ŞEKERSİZ 21 GÜN NEDİR?
Şekersiz 21 gün, 21 günlüğüne rafine şekerden uzak beslenme biçimidir. Rafine (işlenmiş) şeker, paketli gıdaların tamamına yakınında bulunmaktadır, zararlarıysa saymakla bitmez. Obeziteden tutun da kansere yakalanma riskini arttırmasına kadar...
PEKİ NEDEN 21 GÜN UYGULANMAKTADIR?
Çünkü, bilimsel olarak; bir davranışın, bilinçaltımıza yerleşip, alışkanlığa dönüşmesi için gerekli olan minimum uygulama süresi 21 gündür. Bunun temeline inecek olursak mikrobiyota ile yakından ilişkili olduğunu görürüz.
Mikrobiyota, ikinci beynimiz olan bağırsaklarımızda yaşayan yararlı ve zararlı mikroorganizmaların tümüne verilen isimdir. Bağırsaklarımıza ikinci beyin denmesinin sebebi ise mikrobiyotamızda bulunan bu mikroskobik canlıların, bizim yemek yemek başta olmak üzere birçok alışkanlığımız ve isteklerimizin oluşumunda büyük söz sahibi olmalarıdır.
Örneğin bağırsaklarımızda bulunan "prevotella" isimli bakteriler karbonhidratlarla (dolayısıyla şekerle de) beslenmektedir. Siz karbonhidrat tükettikçe bu bakteriler beslenir, çoğalır. Çoğaldıkça daha fazla besine ihtiyaç duyar ve sizi bu ihtiyacı karşılamanız üzere uyarır (canınızın tatlı çekmesi gibi...). Siz onların bu ihtiyacını karşıladıkça onlar mutlu olur, dolayısıyla siz de mutlu olursunuz. Nitekim bakterilerinizin mutluluğu, sizin mutluluğunuz demektir :)
Siz hangi bakterilerinizi beslerseniz, onlar daha fazla çoğalır ve güçlenir, bağırsaklarınızda diğer bakterilere hakimiyet üstünlüğü kurarlar ve sizin alışkanlıklarınıza hükmetme yetileri de artar. Bir de bakmışsınız ki karbonhidrat bağımlısı olmuşsunuz. Ancak bu bağımlılık, "Ben karbonhidrat bağımlısıyım." şeklinde ortaya çıkmaz. "Ekmeksiz doyamam ben." ya da "Çikolatasız bir hayat düşünemiyorum." şeklinde kendini belli eder.
Aslında ekmeksiz doymayan kişinin kendisinden çok prevotellalarıdır. Kişi eğer ekmek yemezse bu bakteriler istediklerini elde edemediklerinden kişiyi fena halde sinirlenecek ve onda huzursuzluk hali yaratacaktır.
Peki ya biz bu bakterileri beslemezsek ne olur? Tabii ki azalırlar. Hakimiyet diğer besinlerle beslenen bakterilere geçer ve siz bu prevotellaların isteğini duymazsınız, üzerinizdeki hakimiyetleri son bulur. İşte şekersiz 21 günün mantığı budur. 21 günde bu bakterilerin sayısında büyük oranda azalma gözlenir ve eskiden ekmek olmadan sofraya oturmayan siz; ekmeksiz de doyabilmeye, çikolatasız bir hayatı yaşamla bağdaştırabilmeye başlarsınız. Canınız eskisi gibi tatlılar, hamur işleri çekmez.
Mikrobiyota ile ilgili okuma yapmak isteyenlere Serkan Karaismailoğlu'nun "Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum" adlı kitabını tavsiye ederim. Kitapta bilimsel bir konu herkesin anlayabileceği basit bir dille, eğlenceli bir anlatımla sunulmaktadır.
Şekersiz 21 gün, 21 günlüğüne rafine şekerden uzak beslenme biçimidir. Rafine (işlenmiş) şeker, paketli gıdaların tamamına yakınında bulunmaktadır, zararlarıysa saymakla bitmez. Obeziteden tutun da kansere yakalanma riskini arttırmasına kadar...
PEKİ NEDEN 21 GÜN UYGULANMAKTADIR?
Çünkü, bilimsel olarak; bir davranışın, bilinçaltımıza yerleşip, alışkanlığa dönüşmesi için gerekli olan minimum uygulama süresi 21 gündür. Bunun temeline inecek olursak mikrobiyota ile yakından ilişkili olduğunu görürüz.
Mikrobiyota, ikinci beynimiz olan bağırsaklarımızda yaşayan yararlı ve zararlı mikroorganizmaların tümüne verilen isimdir. Bağırsaklarımıza ikinci beyin denmesinin sebebi ise mikrobiyotamızda bulunan bu mikroskobik canlıların, bizim yemek yemek başta olmak üzere birçok alışkanlığımız ve isteklerimizin oluşumunda büyük söz sahibi olmalarıdır.
Siz hangi bakterilerinizi beslerseniz, onlar daha fazla çoğalır ve güçlenir, bağırsaklarınızda diğer bakterilere hakimiyet üstünlüğü kurarlar ve sizin alışkanlıklarınıza hükmetme yetileri de artar. Bir de bakmışsınız ki karbonhidrat bağımlısı olmuşsunuz. Ancak bu bağımlılık, "Ben karbonhidrat bağımlısıyım." şeklinde ortaya çıkmaz. "Ekmeksiz doyamam ben." ya da "Çikolatasız bir hayat düşünemiyorum." şeklinde kendini belli eder.
Aslında ekmeksiz doymayan kişinin kendisinden çok prevotellalarıdır. Kişi eğer ekmek yemezse bu bakteriler istediklerini elde edemediklerinden kişiyi fena halde sinirlenecek ve onda huzursuzluk hali yaratacaktır.
Peki ya biz bu bakterileri beslemezsek ne olur? Tabii ki azalırlar. Hakimiyet diğer besinlerle beslenen bakterilere geçer ve siz bu prevotellaların isteğini duymazsınız, üzerinizdeki hakimiyetleri son bulur. İşte şekersiz 21 günün mantığı budur. 21 günde bu bakterilerin sayısında büyük oranda azalma gözlenir ve eskiden ekmek olmadan sofraya oturmayan siz; ekmeksiz de doyabilmeye, çikolatasız bir hayatı yaşamla bağdaştırabilmeye başlarsınız. Canınız eskisi gibi tatlılar, hamur işleri çekmez.
Mikrobiyota ile ilgili okuma yapmak isteyenlere Serkan Karaismailoğlu'nun "Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum" adlı kitabını tavsiye ederim. Kitapta bilimsel bir konu herkesin anlayabileceği basit bir dille, eğlenceli bir anlatımla sunulmaktadır.
Konuyla ilgili belgesel önerisi olarak da "The Sugar Film" adlı belgeseli izlemenizi öneririm. Belgeselin konusu şu şekilde: Rafine şekeri hayatından çıkarmış ve sağlıklı beslenmeyi seçmiş biri; şeker
hakkındaki gerçekleri, vücuda etkilerini, ne kadar zararlı olabileceğini
öğrenmeyi kafasına koyuyor. Bu amaçla kendi üzerinde bir
şeker deneyi gerçekleştirmeye karar veriyor. Deneye göre yeniden
şekerli beslenmeye başlayacak ve gün be gün değişimleri ölçecek.
Deneyi yaparken değişimleri izlemek ve ölçmek için içinde beslenme
uzmanı, patolog, diyetisyen, genel sağlık danışmanı bulunan
bir grup uzmanın yardımını alıyor.
Çok güzel makale olmuş.
YanıtlaSilTekstil - Textile - Tekstil Türkiye