Talidomit Faciası ve İki Pelerinsiz Süper Kahraman

Geçenlerde farmakoloji dersinde bahsi geçen ve tüm dünyayı etkileyen "Talidomit faciası" olarak adlandırılan olay ilgimi çekti ve biraz araştırma yaptım. Öğrendiklerimi kısaca sizlerle de paylaşmak istedim.



Talidomit adlı ilaç ilk kez 1957'de Almanya'da üretilmeye başlanmış. İlacın hamilelerde bulantı, kusma, uyku problemleri gibi birçok rahatsızlığı giderdiğinin keşfedilmesiyle dönemin en çok satan ürünlerinden olmuş ve 40 Avrupa ülkesinde de piyasaya sürülmüş. Bu ilacın kullanımıyla fokomelia (kol ve bacak gelişim yokluğu) ile doğan çocuk vakalarında bir patlama yaşanmış. 1961'de Talidomitin gebelik döneminde kullanımının fokomeliaya sebep olduğu ve ayrıca körlük ve sağırlığa yol açtığı da kanıtlanmış fakat bu sırada Avrupa’da 10.000 çocuk Talidomit faciasından etkilenmiş bir şekilde doğmuş, 90.000’den fazla da düşüğe sebep olmuş. İki ülke ise Talidomit mağduru olmamış: Türkiye ve ABD.



Avrupa’da bu kadar ilgi görmesi ve oldukça çok kullanılması üzerine Amerikan İlaç ve Gıda Dairesine başvuruda bulunulmuş. Hemen onaylanması beklenen bu rutin başvuru Dr. Frances Oldham Kelsey’in önüne gelmiş. Dr. Kelsey o dönemde Amerikan İlaç Dairesinde yeni ilaçlara lisans veren bir hekimmiş. Dr. Kelsey’in aslında tek yaptığı dosyayı kapsamlı bir biçimde incelemek olmuş. Dosyayı okurken bazı kısımlar aklına takılmış ve hiç üşenmeden bu kısımları açıklaması için ilgili ilaç firmasına talepte bulunmuş. Halbuki ne uğraşıyorsun ki? Bu ilaç Avrupa’da zaten 2 yıldır satılmakta. Ama yok, Dr. Kelsey ilaç firmasının kendisine yazdığı birçok cevaba rağmen bir türlü ikna olmamış. Tüm bu yazışmalar, politik baskılar ve araya sokulan âmirlere rağmen ilaca onay vermemiş ve bu ilaç Amerika’ya girememiş. Amerika bu faciadan etkilenmemiş.



Bu faciayı önleyen kişi sadece işinin gereğini layıkıyla yerine getiren sıradan bir insan. Yani tek bir insan tüm ülkenin geleceğine etki etmiş.

O ilaç bu topraklara da girememiş. Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün sayesinde. Dr. Aygün de tüm baskılara ve “Sen Almanlardan daha mı iyi bileceksin?” zorlamalarına rağmen doğru bildiğinden şaşmamış ve ilacın ülkeye girmesine onay vermemiş. Bu nedenle insanlık tarihi açısından oldukça acı verici olarak hatırlanan bu olay ülkemizde pek bilinmez.



Bu kıymetli iki insan aslında bize çok önemli bir gerçeği gösteriyor. “Tek bir insan bırakın bir ülkeyi, tüm dünyanın bile kaderini değiştirebilir.”

Bir ülkeyi ya da dünyayı kurtarmak için ne bir pelerine ihtiyacınız var ne de süper, üstün güçleriniz olmasına. Yaptığınız iş ne olursa olsun tek yapmanız gereken o işi doğru, düzgün ve adil yapmaya çalışmaktır. Tıpkı Dr. Süreyya Tahsin Aygün ve Dr. Frances Oldham Kelsey’in yaptığı gibi...

Yorumlar